Kadın Cerrahların Dayanışması

Saate bakmak istemiyorum, geç kaldım, şimdi Metin bey gelmiş beni soruyordur, görüşmelerde geldi mi acaba? Hava soğuk bugün sabah erken 17 dereceydi, küresel ısınma iklim değişikliği bu olsa gerek. Bu arada burnuma ve göz kapağıma da birkaç damla yağmur düştü.

Derneğimizi nihayet kurmuş olmanın sevinci ile Şişhane metrosuna yürürken ‘BIG CHEF’ i gördüm ve zamanı 20 dakikalığına durdurmaya karar verdim. Aslında Dernekler Müdürlüğü’ne giderken vermiştim bu kararı, tüzüğü alınca vaktim kalırsa ‘BIG CHEF’ de bir kahve içeyim ve ne zamandır ara verdiğim yazılarıma orada tekrar başlayayım diye. Vaktim kalmadı ama ben yine de mola verdim, çünkü ilham perim bugün sabahtan beri yanımda ‘yaz yaz’ diyor. Artık ‘işler sensiz de yürür’ ü öğrendim. Bekleyen hastam veya çocuklarım olmadığı sürece bekleyebilir.

Son yazdığımdan bu yana hayatım ne kadar çok değişti. Büyük kararlar almıştım, hiç birine uyamadım maalesef. İçimde ki göçebe ruhu mu, huzursuzluk mu, rahat batması mı yoksa durursam yaşamdan koparım korkusu mu, gencim daha fazla para kazanmaya hakkım var dürtüsü mü yoksa Dr.Pakize Tarzi’nin ruhu mu bilemiyorum, muhtemel ki hepsi beni yine, geçen sefer yaşadığım onca olumsuzluğa rağmen hastanenin başına geçirdi.

Şubat ayının son günleri idi, bir yaş daha yaşlanmıştım, son yıllarda doğum günlerimde biraz hüzünleniyorum ne yalan söyleyeyim. Almanya’da derneklerle ilgili bir toplantıya katılmaya ardından da Princeton’da okuyan kızımı ziyaret gezisine hazırlanıyordum, bir yandan da özgürlük ne güzel, günlerimi dilediğim gibi planlayabiliyorum diye seviniyordum. Bir akşam üstü telefonum çaldı ve ‘Ben Metin Genç, Pakize Tarzi Hastanesi’nden arıyorum, sizinle tanışmak istiyoruz’ diyen sıcak samimi bir sesle başlayan gelişmeler beni yolumdan, karalarımdan çevirdi. Önce itiraz edişim sonra en azından tanışmaya ikna oluşum sonra beni sevenlerin 'dön, yarım bıraktığın işi tamamla, sana bu yakışır baskısı', derken 'size danışmanlık yapayım' teklifime Metin bey’in 'olmaz biz sizi işin başında görmek istiyoruz' deyişi ve 1,5 ay süren iç savaşımdan sonra teklifi kabul edişim hem de hiç pazarlıksız! Birden düşündüm demek ki aslında ayrıldığım günden beri dönmeye hazırmışım. 2,5 yıl süren dingin, sakin bir profesyonel yaşamın ardından yine yoğun koşuşturmaca, ama özlemişim. Ruhuma hep rahat batmıştır zaten!
Dr.Pakize Tarzi cumhuriyet tarihinde ve Türk tıp tarihinde önemli bir kişilik. Sayfama kızım Nazlı Şenyuva’nın derlediği yaşam hikayesini de ekledim, merak edenler için.

Dr.Pakize Tarzi’yi ilk ve son defa yirmi iki yıl önce hastanesinde görmüştüm. Pakize hanımla orada kısa bir tanışmamız ve göz göze gelip meraklı bir bakışmamız oldu, küçük bir elektrik akımı. Acaba o zaman yirmi iki yıl sonra hem de iki kez benim hastaneyi tekrar kurmak için döneceğim belli miydi?
Yirmi iki yıl önce hastanede tatsız bir olaya hekim olarak tanıklık etmeye gitmiştim. İki buçuk yıl önce hastaneyi tekrar kurmak için başına geçtiğimde başıma gelen tatsız olaylar acaba evrenin bir misillemesi miydi diye çok düşünmüşümdür. Sosyal zorunluluk nedeniyle kabul ettiğim bu tanıklık etme acaba birilerini yaralamış, olumsuz duygular oluşturmuş, bunlar evrenin bir yerlerinde misilleme içi beklemişler ve beni yirmi iki yıl sonra aynı ortama geri mi çağırmışlardı?
Bu sefer ki geri dönüşümde diyetimi ödediğimi ve artık hastaneyi yeniden hayata geçireceğimi biliyorum. Hem de en iyi bir şekilde, Dr.Pakize Tarzi’ya yakışır bir şekilde, bana yakışır bir şekilde. Bu örnek bir kadın cerrah dayanışması olacak!

Hastaneye geri dönünce yaşantımda başka değişiklikler de oldu. Madem kararlarımdan vazgeçtim ve yeni bir yaşam şekline geçtim o zaman yaşamımda ki diğer olayları da bir gözden geçirme vakti geldi diye düşündüm. O sıralarda bir kanser derneğinin başkanıydım ama gidişattan hiç memnun değildim, düşündüğüm çalışma ortamını bulamamıştım. Zaten son günlerde tatsız olaylar da yaşamıştım ve sonunda ayrılma kararı vermek gerektiğini düşünerek durumu diğer arkadaşlarımla paylaştım. Herkes hemfikir olunca hep birlikte ayrıldık.Uzunca bir süre bir araya gelip yeniden dernek kurmak için çalışmalar yapamadık ve derneğimize adres de bulamadık. Hatta konut sektöründe lider bir kurumdan yardım bile istedik ama olmadı. Sonunda Müjde ve Ayşe’nin fikirlerine uyup uygun bir yer aramaya koyulduk ve nihayet Müjde’nin çabaları sonucunda uygun yerler bulduk. Bir gün ani bir kararla işimi gücümü bırakıp yollara düştüm ve aynı gün Müjde'nin bulduğu yerlerden biri olan Karaköy Hacı Mimi Mahallesi’ndeki yeri tuttum. Mahallenin adı beni çok cezp etti. Hacı Mimi Mahallesi Arapoğlan Sokak no: 7 . Şu İstanbul ne karizmatik bir şehir, mahalle isimleri bile ilginç, 7 de uğurlu sayı. Baktım yer de çok merkezi, fiyatı uygun, sahibi de çok beyefendi biri, tuttum gitti. Arkadaşlarıma durumu mail ile bildirdim, hepsi onayladılar şükür!

Bu ani karalarımdan tamamen vazgeçemiyorum. Ani karar sayımı olukça azalttım ama bu da kolay olmadı çünkü bu alışkanlık bana acil serviste çalıştığım günlerden kaldı. Orada ani karar vermek lazım yoksa hastayı kaybedebilirsin. Ayrıntılara boğulmadan hemen hedef belirleyip harekete geçmelisin, sadece saniyelerin var!
Sonunda bugüne geldik şükür. Artık hastalara özellikle psikososyal destek verecek, onlar kanser hastalığını yenmek için uğraşırken onların yanında olacak, yaşamlarını kolaylaştıracak bir derneğimiz var. Hepimiz çok heyecanlıyız, kurucularımız arasında kanseri yenmiş hanımlar,hekimler ve iş kadınları var. İlk icraatımız web sitemizi yeniden yapılandırıp, bilgi dağıtmak üzere hizmete sokmak olacak. Sonra hızla psikoterapilere ve eğitimlere başlayacağız. Yapacak çok işimiz var!

29 Haziran 2011
29.6.2011 - 23:51